Türklerin olimpiyat serüveni, Osmanlı Devleti dönemine kadar dayanır. 1908 yılında II. Meşrutiyetin ilan edilmesi ile birlikte Osmanlı Olimpiyat Cemiyeti kurulmuştur. O yıl, Uluslararası Olimpiyat Komitesi Başkanı Baron Pierre İstanbul’u ziyarete gelmiş, kendisine Aleko Mulos adlı Galatasaray Lisesi öğrencisi tercümanlık etmiştir. Bu öğrenci aynı zamanda jimnastik dalında spor yapmaktaydı. Aleko Mulos, ilk olimpiyat sporcumuz olarak da bilinir. Fakat olimpiyatlarda herhangi bir derece elde edememiştir. 1924 yılındaki gerçekleştirilen Paris Olimpiyatlarına ise Atatürk’ün isteği üzerine iki sporcu gönderilmiştir. Güreşçi Tayyar Yalaz 4.lük elde etmiş ancak madalya kazanamamıştır. Olimpiyatlarda madalya kazanan ilk Türk sporcu ise Mersinli Ahmet Kireççi olarak tarihe geçmiştir. Ahmet Kireççi’nin 12 Temmuz günü kazandığı bronz madalyadan iki gün sonra yani 14 Temmuzda mindere çıkan Yaşar Erken ise ilk olimpiyat altın madalyasını kazanan Türk sporcu olarak bilinmektedir.
Ahmet Kireççi ve Hayat Hikâyesi
Türk sporuna yıllarca hizmet eden ve olimpiyatlarda madalya kazanan Türk sporcular arasında başı çeken Ahmet Kireççi, 1914 yılında Mersin’in Kiremithane Mahallesinde dünyaya gelmiştir. Yokluklar içerisinde yetişen ünlü sporcu, buna rağmen sağlıklı ve güçlü bir çocukluk geçirmiştir. Duvarcı ustası olan babasına yardım eden sporcu, büyük taşları dahi ikişer ikişer kaldırmıştır. Fırınlarda da çalışan milli sporcumuz, herkesin tek tek taşıdığı 70 kg’lık un çuvallarının ikisini bazen sırtlanmış bazense kollarının arasına alarak taşımıştır. Bu nedenle daha çocukluk yıllarında gücü ile dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştır.
Boks yaparak spor hayatına başlayan Ahmet Kireççi bir dönem atletizm de yapmıştır. Ancak koşu sırasında hastalanması nedeniyle atletizmi bırakmak durumunda kalmıştır. Ardından güreş sporu ile tanışan milli sporcu, birkaç karşılaşmada başarılı olmasının ardından Memduh Bey’in himayesine girmiştir. İstanbul’a giderek İstanbul Kumkapı Güreş Kulübü’ne yazılmış, katıldığı müsabakalar ile kısa süre içerisinde İstanbul’da ses getirmiştir. 1933 senesinde İzmir’deki Balkan Şampiyonası seçmelerinde Nuri Boytorun ve Adnan Yurdaer gibi güreş ustalarını yenilgiye uğratmayı başaran sporcu, henüz 18 yaşındayken Balkan şampiyonu unvanını kazanmıştır.
İlk Olimpiyat Madalyasının Hikayesi
4-5 Haziran 1936’da gerçekleştirilen Berlin Olimpiyatları’nda 78 kiloda üçüncülük elde ederek bronz madalya kazanan Ahmet Kireççi, olimpiyatlarda madalya kazanan ilk sporcu olarak tarihe geçmiştir. Olimpiyat sırasında uğur getirmesi için saçlarını sıfıra vurduran güreşçi, İngilizce bilmediği için çevresindeki yabancılara “Hello” diyerek selam vermekteydi. Sergilediği bu sempatik tavır nedeniyle dış basın ona Mr. Hello unvanını vermiştir. Ayrıca İngiltere kraliçesi Elizabeth, onu görmek için özel olarak gelmiş ve milli güreşçimize sarılarak öpmüştür. Tüm dünya basını ise bunu yazmış ve uzun süre konuşulmuştur.
Balkan Oyunları’nda üç kez birinci olan, 1936 Berlin Yaz Olimpiyatları’nda ise üçüncü olarak bronz madalya kazanan milli güreşçimiz Ahmet Kireççi tarafından elde edilen başarılar bunlar ile sınırlı değildir. Çünkü 1948 Londra Olimpiyat Oyunları’nda ülkemize altın madalyayı kazandırmıştır. Toplamda 6’sı altın olmak üzere 12 madalya ile Türkiye’ye dönen sporcumuz, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve Başbakan Hasan Saka tarafından da kabul edilmiştir. Bu ziyaret sırasında kendisine bir altın saat hediye edilmiştir. Sonrasında ise Cumhurbaşkanının önerisi ile soyadı “Mersinli” olarak değiştirilmiştir.
Olimpiyat madalyası alan ilk Türk sporcu olan Ahmet Kireççi 1949 yılında güreş kariyerini zirvede bırakmıştır. Kazanmış olduğu paralar ile işletmecilik yaparak hayatını devam ettirmiştir. Ancak 1979 yılında geçirdiği bir trafik kazası nedeniyle yaşamını yitirmiştir. Türk sporuna yıllarca hizmet eden ve elde ettiği başarılar ile Türk halkını gururlandıran milli güreşçimiz, Sarıyer Yusuf Ziya Öniş Stadyumu’nun arkasındaki güreş ve halter milli takımlarımızın antrenman yaptığı tesise adı verilerek ölümsüzleştirilmiştir.