Türk kadınının siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkını elde etmesi, Atatürk Devrimleri arasında en önemlilerinden birisidir. 1930 yılından itibaren çıkarılan yasalar ile kadınlar, önce belediye seçimlerine katılma hakkı elde etmişlerdir. Yine kadınlara milletvekili seçilme hakkı ise 5 Aralık 1934 tarihinde, Anayasa ve Seçim Kanunu’nda gerçekleştirilen yasa değişiklikleri ile tanınmıştır. Seçme ve seçilme hakkını Fransa ve İtalya gibi ülkelerden daha önce elde eden Türk kadını, bu tarihten sonra Türk siyasetinde rol oynamaya başlamıştır. Muhtar, belediye başkanı ve milletvekili olarak seçilen Türk kadını, tarihler 14 Mayıs 1993’ü gösterdiğinde siyasette başbakanlık görevine kadar yükselmiştir. Çünkü Tansu Çiller, Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanı olarak seçilmesinin ardından DYP Genel Başkanlığına getirilmiş ve hükümeti kurmakla görevlendirilmiştir. Böylece Türkiye’nin ilk kadın başbakanı unvanını kazanmıştır. Peki, Tansu Çiller kimdir? Başbakanlığı süresince neler yaşanmıştır?
Türkiye’nin İlk Kadın Başbakanı Tansu Çiller ve Hayatı
Türkiye’nin ilk kadın başbakanı Tansu Çiller’in tam adı Tansu Penbe Çiller’dir. Milas doğumlu Hüseyin Necati Çiller ve Selanikli Muazzez Çiller’in tek çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Eğitim hayatına İstanbul-Fındıklı İsmet İnönü İlkokulu’nda başlayan Çiller, babasının Bilecik’e vali olarak atanması ise ilkokulu Bilecik Edebali İlkokulu’nda bitirmiştir. Amerikan Kız Koleji’nden mezun olmasının ardından yüksek öğrenimine Robert Koleji Ekonomi Bölümü’nde devam eden Tansu Çiller, 1963 senesinde Özer Uçuran ile evlenmiş ve ABD’ye giderek yüksek lisansını tamamlamıştır. Yine bir süre Yale Üniversitesi’nde çalışmış, ardından Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapmıştır.
1983 yılında profesörlük unvanını alan Tansu Çiller, politikaya 1990 yılında Doğru Yol Partisi’nden girmiştir. Üst üste üç dönem İstanbul milletvekilliği yapan Çiller, Süleyman Demirel’in başkanlığındaki koalisyon hükümetinde ekonomi bakanı olarak görev yapmıştır. Sonrasında Süleyman Demirel’in cumhurbaşkanı seçilmesi ile birlikte başbakanlık görevini üstlenmiş, Türkiye’nin ilk kadın başbakanı olarak tarihe adını yazdırmıştır.
Başbakanlık Süreci
Çiller’in hükümetin başına geçmesinin ardından Sivas ve Başbağlar katliamları yaşanmıştır. Yine başbakanlığı döneminde terör ile mücadelede başarılı olunamamıştır. Çünkü PKK, Körfez Savaşı nedeniyle kuzey Irak’taki iktidar boşluğundan yararlanarak eylemlerini giderek arttırmıştır. Çiller ise, PKK’yı ileri düzeyde zayıflatacak bir politika izlemiştir. Dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güneş ise Tansu Çiller ile uyumlu çalışmaları ile tanınmıştır.
Susurluk Kazası
Tansu Çiller’in başbakanlığı döneminde meydana gelen en önemli olaylardan birisi “Susurluk Kazası”dır. 3 Kasım 1996’da Balıkesir’in Susurluk ilçesi yakınlarında meydana gelen trafik kazasında bir kamyonun çarptığı siyah Mercedes otomobilin içindekilerden Emniyet Müdürü Hüseyin Kocadağ ölmüştür. Yine ölenler arasında üzerinden Mehmet Özbay sahte kimliği çıkan Abdullah Çatlı ve Melahat Özbay sahte kimlikli Gonca Us da yer almaktadır. Ayrıca kazadan DYP Şanlıurfa Milletvekili Bucak yaralı olarak kurtulmuştur. Kazanın oluş şekli ve otomobil içerisindeki kişilerin ilişkileri, devlet-mafya-siyaset üçgeni üzerine tartışmalara yol açmıştır.
Kazadan kısa süre sonra ise Çiller’e yakın isimlerden İçişleri Bakanı Mehmet Ağar istifa etmiştir. Özellikle DYP kanadını ciddi şekilde etkileyen bu kaza, Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık Eylemlerinin başlamasına neden olmuştur.
1999 Kasım’ında yapılan seçimlerde Tansu Çiller 922 oy ile son kez genel başkan seçilirken, rakibi Köksal Toptan 280 oy almıştır. Çiller’in Muğla’dan aday olduğu 3 Kasım 2002 seçimlerinde ise DYP yüzde 9,54 oranında oy alarak küçük bir fark ile TBMM dışında kalmıştır. 14-15 Aralık 2002 tarihlerinde yapılan 7. Olağan Büyük Kongresi’nde DYP genel başkanlığı sona eren Çiller, aktif siyasetten çekilmiş ve yerini Susurluk Davasından hüküm giyecek olan Mehmet Ağar’a bırakmıştır.