reklam
Home Sanat İlk Devlet Sanatçısı Unvanını Alan İsim Kimdir?

İlk Devlet Sanatçısı Unvanını Alan İsim Kimdir?

0
Ahmet Adnan Saygun İlk Devlet Sanatçısı
İlk devlet sanatçısı unvanını alan ilk isim ise Ahmet Adnan Saygun’dur. Saygun, başarıları üzerine pek çok madalyaya layık görülmüştür.

Devlet sanatçılığı, sanata olan hizmetleri nedeniyle bazı sanatçılara Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından verilen unvandır. 1971 yılından günümüze Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın önerisi, Cumhurbaşkanlığı’nın onayı ile ülkemizi temsil eden kişilere devlet sanatçısı unvanı verilmektedir. Bu unvan ile maaşa bağlanan sanatçılar, 65 yaşına geldiklerinde ise emekli olmaya hak kazanmaktadır. Ayrıca devlet sanatçıları VIP salonları kullanabildikleri gibi devlet törenlerinde de protokolde yer alırlar. Ülkemizde devlet sanatçısı unvanını alan ilk isim ise Ahmet Adnan Saygun’dur. Peki, Ahmet Adnan Saygun kimdir? Müzik yaşamına nasıl başlamıştır? En önemli eserleri hangileridir?

İlk Devlet Sanatçımız Ahmet Adnan Saygun ve Yaşamı

Ünlü besteci Ahmet Adnan Saygun, 7 Eylül 1907 tarihinde İzmir’de dünyaya gelmiştir. Annesi Konya’dan göçen bir ailenin kızı Zeynep Seniha Hanım, babası ise Nevşehir’de gelen ve İzmir Milli Kütüphanesinin kurucularından Mahmut Celalettin Bey’dir. Ahmet Adnan Saygun 5 yaşındayken İzmir Hadika-i Subyan ilkokulunda öğrenim görmeye başlamıştır. Kaliteli bir soprano sesine sahip olan sanatçı, duyduğu hemen her ezgiyi tek seferde söyleyebilme yeteneğine sahipti. Yeteneği fark edilen ünlü besteci, 1918 yılında İzmir Terakki Lisesi’nde öğrenciyken İsmail Zühtü Kuşoğlu’nun kurduğu dört sesli koraya alınmıştır.

Müzik Eğitimine Başlaması

İlk devlet sanatçısı unvanına sahip Ahmet Adnan Saygun, 13 yaşına geldiğinde piyano öğretmeni Rossati’den müzik eğitimi almaya başlamıştır. 1922 yılında ise ünlü piyano virtüözü olan Tevfik Bey’den dersler almaya başlamıştır. Ancak Saygun’un aldığı müzik eğitimi bunlar ile sınırlı değildir. Çünkü ünlü besteci, 1923 yılında ünlü müzikolog Hüseyin Sadettin Arel’den armoni dersleri almıştır. 1925 yılına gelindiğinde ise Fransa’da yayınlanan 31 ciltlik La Grande Encyclopedie müzik ansiklopedisinden yaptığı çeviriler ile bir Müzik Lugatı oluşturmuştur.

1926 yılında İzmir Lisesine müzik öğretmeni olarak atanan besteci, 1927 ve 1928 yılları arasında Re Majör Senfoni’yi bestelemiştir. 1928 yılında Paris’teki Schola Cantorum’da burslu olarak okuma hakkı kazanmış ve burada dönemin ünlü müzikçilerinden dersler almıştır.

Türkiye’ye Dönüşü ve İlk Türkçe Operayı Bestelemesi

1931 yılına gelindiğinde Türkiye’ye dönen Ahmet Adnan Saygun Musiki Muallim Mektebinde öğretmenlik yapmaya başlamıştır. 1934 senesinde Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasında şeflik yapan besteci, Türkiye’ye gelecek İran Devlet başkanı Pehlevi şerefine Özsoy Operasını 1 ay gibi kısa bir süre içerisinde yazmıştır. Özsoy Operası, Türk milletinin doğuşunu ve Türk İran kardeşliğini konu edinmekteydi. Fridevsi’nin Şehnamesi’nden uyarlanan ilk Türkçe opera olan Özsoy, 1 perde ve 12 tablodan meydana gelmektedir.

Yunus Emre Oratoryosu ise sanatçının Mevlevi dervişlerinden dinlediği ezgilerden esinlenerek yazdığı bir eserdir. Sanatçının en önemli eseri olarak kabul edilen bu eser; İngilizce, Almanca, Fransızca ve Macarca’ya çevrilmiştir.  Bunların yanı sıra Ahmet Adnan Saygun Atatürk’ün isteği üzerine Cumhuriyet insanının doğuşunu konu edinen Taş Bebek Operası’nı bestelemiştir.

İlk Devlet Sanatçısı Unvanını Alması

Saygun, başarıları üzerine pek çok madalyaya layık görülmüş önemli bir sanatçıdır. 1971 yılına gelindiğinde ise çıkarılan Devlet Sanatçılığı Kanunu ile ülkemizin ilk devlet sanatçısı unvanına layık görülmüştür. 1981’de Atatürk Sanat Armağanını, 1985 yılında ise Sanatçı profesör unvanını almıştır.

Ahmet Adnan Saygun; Ulvi Cemal Erkin, Hasan Ferit Alnar, Necil Kazım Akses ve Cemal Reşit Rey ile birlikte Türk Beşleri olarak adlandırılan sanatçılar arasında yer almaktadır. Eserlerinde Türk Halk ve Türk Sanat müziği etkilerini görmek mümkündür.

Ölümü

Ünlü besteci ve müzik eğitimcisi, 6 Ocak 1991 tarihinde yakalandığı pankreas kanseri nedeniyle İstanbul’da hayata gözlerini yummuştur. Günümüzde İstanbul Beşiktaş’ta bir cadde sanatçının adını taşımakta ve bu cadde üzerinde bir de heykeli de yer almaktadır.

NO COMMENTS

LEAVE A REPLY

Lütfen yorum yapınızı
Lütfen Adınızı Yazınız

Exit mobile version